Sevmeyen insan olabilir mi? Sevme sayesinde bazı şeylere anlam yükler bazı anları ölümsüz kılarız. Ancak sevmek için de aklımıza düşünmemize ve kalbimize hükmetmemize ihtiyacımız vardır. İnanılan sevgi gibi daha değerli bir şey olmadığı gibi inanılan bir aşk ya da sevilen bir başka insanın hayatımıza girmesi gibi daha güzel bir duygu da olamaz. İnsan sevmeli ister bir çiçeği, ister gökyüzünü neyi olursa olsun önemli olan sevme yetisi. İnsan bu alemde sevdiği müddetçe ve sevebildiği kadar insan olarak kalabilecektir. Çünkü sevmek gibi bir şans bu dünyada bizlere sunulan en önemli nimettir. Sonuç olarak sevin ey insanlar neyi niçin ne getireceğini düşünmeden sevin gayrı.
Hayatta kalmak için su, oksijen ve beslenme ne kadar gerekliyse düşünmek, sevmek ve inanmak da o kadar gereklidir. Zaten sevmek, yaşamın tadına varmayı sağlar sevgi olmadan hiçbir şeyin tadı olmuyor. Yani sevmek duygusuyla insanlar için her şey daha anlamlı bir hal alıyor. Bu noktada sevgiyi hayatın merkezine almak yapılacak en anlamlı iştir.
Düşünmek insana özgü bir özelliktir. Düşünerek hayatı sorgular, yaşamın bütün sırlarına ereriz. Davranışlarımızı da böylece kontrol etmeyi öğreniriz. Hayatımız bu sayede kolaylaşır. Mesela geleceği düşünmek zorundayız. İleride hangi meslekte iş bulmak istiyorsak düşünme becerimizi harekete geçiririz veya toplumda nasıl davranırsak her şey daha güzel olur. İşler nasıl rayına oturur diye kafa yorarız. Bu gibi konular düşünmenin bir gereklilik olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla düşünmek insanları yanlış yapmaktan koruyan bir niteliğe sahiptir.
İnanmak konusu da çok önemlidir. İnsan evreni yaratan bir yaratıcının olduğuna inanır. Başımız sıkıştığında dua eder, mutlu anlarımızda şükrederiz. Bununla birlikte bir şeye inanmak başarıyı beraberinde getirir. İnanmak olmasa hiçbir konuda motive olamayız. Dolayısıyla insanlar için sevmek, düşünmek ve inanmak hayatı anlamak demektir. Bu üç kavramı pratikte uyguladığımız zaman tam anlamıyla insana uygun davranmış oluruz.