Karaağaç sakinlerinden Merkez mahallede ikamet eden (merhum) Ahmet & Fadime Eski çiftinin torunları ve Hanife & Yusuf Kılınç çiftinin İstanbul / Beykoz – Yenimahalle’de ikamet eden kızları Büşra Ergül, ikiz çocukları için yardım eli bekliyor.
Büşra & Emrah Ergül çifti yaklaşık yedi yıl önce dünya evine girmişti. Genç çift, dört yıl çocuk özlemi çektikten sonra tüp bebek yöntemi ile ikiz evlat sahibi olmuştu. Büşra Ergül’ün hamileliği boyunca düzenli bir şekilde tüm tetkikleri ve tahlilleri yapılmış, her şey normal akışında sürerken hamileliğin anne ve bebekler için risk oluşturmaya başlaması üzerine Kürşat ve Koray kardeşler 6,5 aylık (prematüre) olarak dünyaya gelmişti.
Bundan sonrasını Büşra Ergül’den dinleyelim:
“Biz bir bebek beklerken Allah bize ikiz lütfetti. Hamilelikte her şey son derece normal giderken erken doğum oldu. 6,5 aylık doğdu oğullarımız. Yavrularımızı kucağımıza alamadan yoğun bakımda aldılar soluğu, tam 63 gün yoğun bakımda kaldılar. Erken doğum olduğu için beyinlerine oksijen gitmedi. Bu yüzden ikisinde de beyin felci (serebral palsi) hastalığı oluştu. Bunun yanında omurilik sıvısının beyinde aşırı birikmesi hastalığı (hidrosefali) ve sara (epilepsi) hastalıkları gelişti. Hidrosefali birinde ilerlemedi ama diğerinde çok hızlı ilerledi. Çocuğumun kafası giderek büyüyordu ve bu baskı, beyninde giderek ağır hasar yapıyordu. Çok acil ameliyat olması gerekiyordu zira ne kadar gecikilirse hastalık çok hızlı ilerlediği için tahribatı da o denli yüksek olacaktı.”
[youtube id=”3Off27tBlVI”]
“Beklemek Yavrumun Hayatını Riske Atıyordu”
Acil ameliyat kararı alındı ve devlet hastanelerine başvurduk ancak birçok doktor, çocukların durumundan dolayı riski kabul etmedi ve prosedürleri aşamadık. 2-3 gün süremiz vardı, daha fazla beklemek yavrumun hayatını riske atıyordu. O süre zarfında Haydarpaşa’nın Bölüm Şefi Bülent Düz Hoca ile karşılaştık. Kendisi bize, en geç 3 gün içinde müdahale edilirse en az hasarla kurtulur diye güvence verdi. Maalesef prosedürler bize devlet güvencesinin kapılarını kapattı. Ameliyatı devlet hastanesinde yapamadık. Elbette evladım, her haliyle benim ama hayatına ne şekilde ve hangi konforla devam edeceği çok önemliydi. Özel hastanede yapılan bu ameliyat o tarihte 25 bin lira tuttu. Bu paranın 15 bin lirasını babam kredi çekerek, 10 bin lirasını da bir yakınım verdi. İki yıldır bu borçları ödemeye çalışıyoruz. Çocuklarım sürekli bakıma muhtaç oldukları için ben de çalışıp eşime destek olamıyorum.
“Erken Müdahale Yüzümüz Güldürdü”
Ameliyat sonrasında taburcu olduk, evimize geldik. 2016’nın Mart ayıydı. Her şey normal devam ediyordu. Verilen tedavi, ilaç ve kontrolleri sıkı takip ettik ve ilaçlarımızı kullandık. Erken doğmuş olmasalardı böyle bir sıkıntı olmayacaktı. Riskli bebek diye söylüyorlardı ama hocamızın profesyonelliği sayesinde bu ağır ameliyat bizim için küçük bir operasyon gibi oldu. Beyin felci, hidrosefali, epilepsi tüm bu hastalıklar hep üst üste geldi. Bu şartlarda olan 25 aylık bedensel engelli bir çocuğun yoğun bakım ünitesi şartlarında ya da evde solunum cihazıyla yaşıyor olması lazımdı. Hamd olsun, çocuklarımın bugün yirmiye yakın kelimeleri var. Destekli oturabiliyorlar, algıları gayet açık. Erken müdahale yüzümüz güldürdü. Bu olumlu gelişmeyi zamanında yapılan bu ameliyata bağlıyoruz biz. Ne kadar erken müdahale edilebildiyse hücreler o kadar az zarar gördü.
“Maddi Gücümüz Yetmiyor”
Eşim Kavacık’ta bir köftecide çalışıyor ve maddi gelirimiz asgari ücretten biraz hallice. Bir tek eşim çalışabiliyor. Kayın validem ve kayın pederim de zaman zaman maddi destek oluyorlar. Fiziksel desteğim ise annem ve babam, üç kişiyle iki çocuğa ancak bakabiliyoruz. Yeri geliyor sabah bir doktora, öğleden sonra başka bir doktora gidiyoruz. Devletimizden Allah razı olsun, her iki çocuğum için biner lira engelli bakım parası alıyoruz ve şu an engelli raporlarıyla haftada dört gün fizik tedavisi alıyoruz. Fizik tedavi için masrafımız yok ama evlatlarımı otobüslerle taşıyamadığımız için taksiyle gitmek zorunda kalıyoruz. Yol masrafları ve önceki ameliyatlarından kalan borçlar bizi çok zorluyor.
“Haftada Dört Gün Yollardayız”
Haftada iki gün Kavacık – Mavi Defne’de, iki gün de Kavacık – Medistate Hastanesi’nde rehabilitasyon alıyorlar. Raporla gittiğimiz için fizik tedavi ücreti değil, sadece yol ücreti ödüyoruz. Yıllık alınan engelli raporuyla yalnız otuz seans hakkımız var, ek rapor almamız gerekiyor. Biz de bunu Cerrahpaşa Hastanesi’nden parayla alabiliyoruz. Hocaların değerlendirmesiyle haftada iki gün gidersem, rapor üç ayda sona eriyor.
“Her İkisinin Epilepsi Hastalığı Var”
Epilepsi nöbeti geçirme olasılıkları çok yüksek, bu yüzden nezle bile olmamaları gerekiyor. Ciğer gelişimlerini tamamlayamadılar, diğer çocuklar grip olurken bizimkiler bronşit oluyor. Bağışıklık sistemleri maalesef çok zayıf durumda. Bu da hastalıklara davetiye çıkarıyor. Bacaklarının altındaki kasılmaları engellemek için bir tane medikal ürünümüz var, bu ürün 1600 lira. Sigorta yalnızca 400 lira gibi bir kısmını karşılıyor. Onun raporunu almak için de Cerrahpaşa ve Haseki gibi yerlere gidip-gelirken zaten o para benim cebimden çıkıyor. Fizik tedavi doktoru yakın tarihte ayakta durma sehpası istedi, bunun da 1200 lira maliyeti var.
Bir ay önce kontrol amaçlı bir MR çekildik. Doktorlarımız MR sonuçlarını çok iyi olarak değerlendirdi. Hiçbir hastalığınız yok denmedi, ama ameliyatı gerçekleştiren hoca, “Sanki benim ameliyat ettiğim çocuk bu değil. İki yılda bu aşamaya gelmiş, düzenli bir şekilde desteklenirse normale yakın olacaklarını görüyorum.”dedi.
“Tepkilerini Kontrol Edemiyorlar”
Gülmek istediklerinde mesela, farklı bir tepki veriyorlar. Herkesin çocuğunun iki yaşında yaptığını onlar belki 4-5 yaşlarında yapmaya başlayacaklar. Nöroloji uzmanı, dört gün fizik tedavinin yeterli olmadığını söyledi. Bunu yedi güne çıkarsak belki yürüyebilecekler. Önümüzdeki bir yılda bizim için en önemli hedef, oturmayı başarmalarıdır. Bunu başarırlarsa yürümeleri imkân dâhilinde olacak inşallah. Şu anda en büyük arzumuz çocuklarımın fizik tedavisini yedi güne çıkarabilmek. Bunun da saatlik maliyeti her bir çocuk için ortalama 150-200 lira. Eve fizyoterapist geliyor, iki çocuğun terapisi ayda 4.500-5.000 lira yapıyor.
Genç Anne Kendisini Evlatlarına Adadı
Büşra Ergül, kendisini erken doğum sonrası oluşan komplikasyonlar sonucu engelli olan Kürşat ve Koray’ına adamış genç bir anne. Ebeveynler çocuklarının doktor, öğretmen olmasının hayalini kurarken, Büşra & Emrah çifti oğullarının bir yıl içinde oturmalarının, sonra yürüyebilmelerinin ve anne-baba diyecekleri günün hayalini kuruyor.
“Benden Sonra Çocuklarıma Kim Bakacak?”
Hayattaki en büyük arzuları evlatlarının kendilerine desteksiz, özgür bir adım atabilmesi. “Bütün varlığım evlatlarım, onların bana bir adım atması, bana anne demesi… En basiti benden sonra kimseye muhtaç olmamaları… ‘Annem beni böyle severdi’ diyebilmeleri, kendilerini idare edecek noktaya gelmeleri ve bunlar anne-babamın dualarıyla oldu demeleri. Şu an 28 yaşındayım ama bu yaş hep böyle kalmayacak. ‘Benden sonra çocuklarıma kim bakacak?’ demek istemiyorum. Anne olan, vicdanı olan herkes bunu anlar. Dertleriyle geldiler elhamdülillah, kırsınlar-döksünler. Normalde tozun üstünde toz bulamazsınız evimde ama bu hali gerçekten hiç hoşuma gitmiyor. Birçok şeye hasretiz.”
Baba Emrah Ergül de kaderine razı olmuş, yaşadığı sınavın ağırlığına karşı evine, ailesine kol-kanat germiş. “Çocuklarım bana hiçbir zaman bir yük değil. Hamd olsun hiçbir zaman da isyan etmedim, tek dileğim onlar iyi olsunlar. Destek olandan da olmayandan da Allah razı olsun. Ben baba olarak elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Şartlarımız ve imkânlarımız belli, hepsine yetişmek çok zor oluyor. Ancak bu yeni çektirdiğimiz MR neticesinde çocuklarımızın yürüyebilecek duruma gelebilecekleri ihtimali bile bize büyük bir heyecan ve azim verdi. Ancak imkânlarımız maalesef yetmiyor. Duyarlı büyüklerimizin desteğine ihtiyacımız var.”
Büşra & Emrah Ergül çiftine maddi-manevi destek olmak isteyen hayırsever vatandaşlar, +90 541 884 53 41 no’lu telefon üzerinden kendilerine ulaşabilir.
Karaağaç Haber olarak genç çifte bu zorlu süreçlerinde sabır ve kolaylıklar diliyor, geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Allah (c.c.) acil şifalar versin.